AYETEL KÜRSİ Okunuşu ve Anlamı: Ayet-el Kursi Duası Türkçe Diyanet Meali, Tefsiri, Fazileti ve Arapça Yazılışı

Ayetel Kürsi Bakara Suresi içerisinde yer alan ve okunması açısından oldukça büyük faziletleri olan bu bir ayettir.

Ayetel Kürsi Türkçe Okunuşu

Allâhü lâ ilâhe illâ hüve’l-hayyü’l-kayyûm, lâ te’huzühû sinetün ve lâ nevm, lehû mâ fi’ssemâvâti ve mâ fi’l-ard, men-ze’l-lezî yeşfe’u ‘indehû illâ bi-iznih, ya’lemü mâ beyne eydîhim ve mâ halfehüm, ve lâ yuhîtûne bi-şey’in min‘ılmihî illâ bimâ şâe, vesi’a kürsiyyühü’s-semâvâti ve’l-arda ve lâ yeûdühû hifzuhumâ ve hüve’laliyyü’l-azîm.

Ayetel Kürsi Türkçe Anlamı

Diyanet meali şu şekildedir: Allah, O Allah’tır. O, yegâne hak mâbuddur ki O’ndan başka İlâh yok, yalnız O; daima yaşayan, duran, tutan, her an bütün hilkat üzerinde hâkim, Hayy ü Kayyum ancak O’dur. Ne gaflet basar O’nu, ne uyku. Göklerde, yerde ne varsa hepsi O’nundur. Kimin haddine ki izni olmaksızın O’nun yanında şefaat edebilsin? Allah, yarattıklarının işlediklerini, işleyenlerini, geçmişlerini, geleceklerini bilir. Onlar ise O’nun bildiklerinden yalnız dilediği kadarını kavrayabilir; başka bir şey bilemezler. O’nun kürsüsü, ilmi bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır ve bunların koruyuculuğu, bunları görüp gözetmek kendisine bir ağırlık da vermez. O, öyle ulu, öyle büyük ve yücedir.

Ayetel Kürsi Fazileti, Sırları ve Faydası

Peygamberimizin Mübarek Sözlerinden: “Kur’an’da en büyük âyet, Âyetü’l-Kürsî’dir. Bu âyet bir evde okunursa, oraya otuz gün şeytan yaklaşamaz. Her kim her namazın arkasında bunu okursa, ölünce doğru Cennet’e gider. Çocuklarınıza, âilenize ve komşularınıza bu âyeti öğretin. (Peygamber Efendimiz yatağına yatınca, bu âyeti ve bununla birlikte İhlâs, Felâk ve Nâs sûrelerini okur, eline üfler ve vücudunun her tarafını sıvazlardı.)

Ayetel Kürsi Arapça Yazılışı

Ayetel Kürsi arapça yazılışını yazının ilk görselinden ulaşabilirsiniz.

Ayetel Kürsi Tefsiri

İçinde Allah’ın kürsüsü zikredildiği için “Âyetü’l-kürsî” adıyla anılan bu âyet hem muhtevası hem de üstün özellikleri sebebiyle dikkat çekmiş, hakkında hadisler vârit olmuş, çok okunmuş, şifa ve korunmaya vesile kılınmıştır. Kelime-i şehâdet ve İhlâs sûreleri nasıl İslâm inancının özünü ihtiva ediyor ve insanlara Allah Teâlâ’yı tanıtıyorsa Âyetü’l-kürsî de –onlardan daha geniş ve detaylı olarak– bu özelliği taşımaktadır. Bir önceki âyette peygamberlerin getirdiği bunca âyet ve “beyyine”ye (imana götüren işaret ve delil) rağmen insanların ihtilâfa düştükleri, kiminin küfrü kiminin imanı tercih ettiği zikredilmişti. İnsanı imana götüren deliller, aklını kullanarak üzerinde düşüneceği “kendisinde ve yakından uzağa çevresinde (enfüs ve âfâk)”, peygamberleri desteklemek üzere Allah’ın onlara lutfettiği mûcizelerde ve vahiy yoluyla yapılan “sağlam delillere dayalı sözlü açıklamalar”da görülmektedir. Bu âyet gerçek mâbudu arayanlar için eşsiz ve başka hiçbir kaynaktan elde edilemez bir açıklamadır, delildir.

Şevkânî’nin Buhârî, Müslim, Nesâî, Ahmed b. Hanbel gibi sahih kaynaklardan derlediği hadislerden birkaçı bile bu âyetin önemi hakkında bir fikir edinmeye yetecektir:

Hz. Peygamber, Übey b. Kâ‘b’a “Allah’ın kitabından hangi âyet en büyüğüdür” diye sorup “Âyetü’l-kürsî’dir” cevabını alınca onu tebrik etmiştir (Müslim, “Müsâfirîn”, 258).

Yine Übey’in hurmasına şeytana tâbi bir cin musallat olmuş; vermeyi, dağıtmayı seven Übey’i bundan vazgeçirmek üzere hurmayı aşırmaya başlamıştı. Übey mahlûku takip ederek yakaladı. Garip bir şekli vardı. Onunla konuşunca kimliğini ve maksadını anladı. Kendilerinden nasıl kurtulabileceğini sorunca “Bakara sûresindeki kürsü âyeti ile” dedi ve ekledi: “Onu akşamda okuyan sabaha kadar, sabahta okuyan akşama kadar bizden korunmuş olur.” Sabah olunca Übey durumu Hz. Peygamber’e aktardı. Resûlullah, “Habis doğru söylemiş” buyurdu.

Buhârî’de de Ebû Hüreyre’den naklen yukarıdakine yakın bir rivayet vardır. Hz. Peygamber’e hadiseyi anlatınca şeytan olduğunu öğrendiği hırsız Ebû Hüreyre’ye şöyle demiştir: “Yatağına yatınca Âyetü’l-kürsî’yi oku, devamlı olarak Allah’tan bir koruyucun olacak ve sabaha kadar sana şeytan yaklaşamayacaktır.”

Allah varlığı ezelî, ebedî, zaruri ve kendinden olan, her şeyi yaratan, her şeyin mâliki ve mukadderatının hâkimi, her şeyi bilen ve her şeye kadir olan… yüce mevlânın öz ismidir. Bu öz isim zikredildikten sonra hem O’nun vahdâniyeti (birliği, tekliği) hem de İslâm’ın getirdiği imanın tevhid (Allah’ı birleme, bir bilme) özelliği açıklanmak üzere “O’ndan başka tanrı yoktur” buyurulmuştur.

Müşrikler elleriyle yaptıkları putlara tapmakta idiler. Bunlar cansız eşyadan yapılırdı. Canı bile olmayan varlığın ilâh olamayacağını ifade etmek üzere hemen arkasından “O diridir” buyurulmuştur. Evet Allah diridir, O’nun hayat sıfatı vardır ve tıpkı diğer isimleri ve sıfatları gibi bunun da mahiyetini ancak kendisi bilmektedir.

Gerek Araplar’daki gerekse diğer kavimlerdeki müşriklerin çoğu büyük bir Allah’a inanmakla beraber bunun yanında –her birine bir işlev tanıdıkları– sözde tanrılara inanmışlardır. Bu inanç tevhide aykırıdır. Tevhidi açıklayarak başlayan âyet, Allah Teâlâ’nın “kayyûm” sıfatını zikrederek “küçük, aracı, özel görevli… tanrılar”a gerek bulunmadığını ifade etmektedir. Çünkü kayyûm, “bütün varlıkları görüp gözeten, yöneten, bir an bile onları bilgi ve ilgisi dışında tutmayan” demektir.

“Onu ne uyku basar ne uyur” cümlesi, hay ve kayyûm sıfatlarını pekiştirmekte ve biraz daha anlaşılmasını sağlamaktadır. Uyku basan veya fiilen uyuyan birinin gözetim, yönetim, koruma gibi işleri yerine getirmesi mümkün değildir. Allah Teâlâ’nın kayyûmluğu kâmil ve kesintisiz olduğuna, daha doğrusu kayyûm sıfatı bunu ifade ettiğine göre O’nu ne uyku basar ne de uyur.

Yerde ve gökte ne varsa –başka hiçbir kimseye değil– O’na aittir; yaratanı da gerçek sahibi de O’dur. Âyetin bu mânayı ifade eden parçası “Yalnız O’na aittir” kısmıyla tevhidi öğretirken “başkasına değil” mânasıyla de şirkin çeşitlerini reddetmektedir. Çünkü müşrik toplumlar varlıkları yaratılış, aidiyet ve yetki bakımlarından çeşitli tanrılar arasında paylaştırmışlar; meselâ yıldız, gök, yer… tanrılarından söz etmişlerdir. “Yerde ve gökte” tabiri Arapça’da “bütün varlıklar” mânasında kullanılmakta, adına yer ve gök denilmeyen veya maddî mânada yere ve göğe dahil bulunmayan mekânlar ve buradaki varlıklar da bu ifadenin içine girmektedir.

Allah’a ortak koşan kâfirlerin bir kısmı, bu ortakların O’na denk olduklarına değil, O’nun nezdinde reddedilemez şefaat, geri çevrilemez aracılık hakkına sahip bulunduklarına inanmakta ve putlara bu anlayış içinde tapınmaktadırlar. “Allah katında, O izin vermedikçe hiçbir kimse şefaat edemez” mânasındaki cümle bu inancın asılsızlığını ortaya koymakta; şefaatin de izne bağlı bulunduğunu, O izin vermedikçe ve dilemedikçe kimsenin böyle bir yetki ve imkâna sahip olamayacağını özlü ve etkili bir şekilde zihinlere yerleştirmektedir. Allah katında kendisine şefaat izni verilenlerin durumu ve yetkileri, ödül törenlerinde ödülleri vermek üzere kürsüye çağrılan şeref konuklarınınkine benzemektedir. Ödülün kime verileceğini bilen ve belirleyen onlar değildir. Ancak bu merasimi tertipleyenlere göre onlar, şerefli, saygıya lâyık, büyük kimseler olduklarından kendilerine böyle bir imtiyaz verilmiştir. Allah katında şefaatlerine izin verilecek olanlar da Allah’a yakın ve sevgili kullar olacaktır.

Allah’tan başka bütün şuur ve bilgi sahiplerinin bilgileri sınırlıdır, doğru da yanlış da olmaya açıktır. Bu genel gerçek şefaat meselesine uygulandığında kimin şefaate lâyık olduğunun da ancak Allah tarafından bilineceği anlaşılır. Çünkü dış görünüşü (mâ beyne eydîhim) itibariyle şefaate lâyık görülenlerin, kullar tarafından görülemeyen ve bilinemeyen iç yüzleri (mâ halfehüm) itibariyle böyle olmamaları mümkündür. Allah birdir ve yalnızca O ibadete lâyıktır; çünkü O’ndan başka olmuşu, olacağı, gizliyi, açığı, geçmişi, geleceği, görüleni, gaybı bilen yoktur.

Kürsî (kürsü), “koltuk, sandalye, taht” anlamlarına gelir. Mecazi olarak saltanat, hükümranlık, mülk mânalarında da kullanılmaktadır. Allah Teâlâ’nın üzerine oturulan maddî alet mânasında kürsüsü olamayacağından –bu O’nun bizzat açıkladığı yüce sıfatlarına aykırı düştüğünden– burada kürsüden bir başka mânanın kastedilmiş olması gerekir. Esasen Kur’an’da Allah’a nisbet edilen, “Allah’ın…” denilen her şeyi, O’nun varlığına dahil veya kullandığı bir şey olarak anlamak da doğru değildir. Meselâ “Allah’ın evi, Allah’ın ruhu, Allah’ın emri, Allah’ın kölesi” tamlamalarında Allah’a ait olan şeyler böyledir. Bunlar ne O’nun varlığının bir parçasıdır ne de kullandığı araçlardır; önem ve şereflerinden dolayı O’nun” diye tanımlanmışlardır. İbn Abbas’a göre kürsüden maksat ilimdir. O’nun ilmi her şeyi kaplar. Âyetin bu kısmını, “kürsüden maksat O’nun hükümranlığıdır ve buna sınır yoktur, hiçbir şey O’nun dışında kalamaz” veya “Allah semavatı, arzı, arşı Kur’an’da zikretmiş, fakat bunlardan maksadın ne olduğunu açıklamamıştır. Kürsüsü de böyle bir varlıktır, yerleri ve gökleri içine alacak kadar geniştir. Ne ve nasıl olduğunu ise ancak kendisi bilmektedir” şeklinde anlamak mümkündür.

Yüce, kâmil, eşsiz sıfatlarının bir kısmı âyette zikredilen yüce Allah’a, kulların sonsuz gibi gördükleri kâinatı korumak, gözetmek ve yönetmek elbette güç gelmeyecek, O’nu yormayacak, meşgul bile etmeyecektir. Çünkü O yücelerden yücedir, kimse bilmez nicedir.

Kaynak : Diyanet Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 398-401

Ayet-el Kürsi Hakkında Bilgiler ve Sorular

Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi 255. ayeti kerimesi olan Ayetel Kürsi, Hz. Allah’ın azametini ve kudretini anlatmak ile birlikte İslam’ın temel unsurlarını içerisinde barındırır. Medine döneminde indiği rivayet edilmektedir. Ayetel Kürsi anlamı, fazileti, faydaları ve koruyucu özellikleri nedeniyle sık sık okunması öğütlenmiş olan ayetlerin başında yer almaktadır. Nazar, bela, kötülük ve musibetlerden korunmak için okunabileceği gibi gün içerisinde beş vakit namazdan sonra okunması oldukça sevaptır.

Ayetel Kürsi Ne Demek? Manası Nedir?

Kürsi kelime anlamı olarak koltuk, taht anlamındadır. Kök anlamı ise bir araya toplanma demektir. Mecazi olarak ise egemenlik, güç, sultan ve ilim gibi anlamları dile getirir. Allah’u Teala’nın Kuran’ı Kerimde bir kursisi olarak tabir edilen bu ayet, yeri ve gökleri içine alır. Bu özelliklerinden dolayı Kursi Ayeti olarak isimlendirilmiştir.

Ayetel Kürsi özellikleri ve önemi

Allah (C.C.) sıfatlarından ve isimlerinden bahsettiği gibi tevhid inancından bahseder. Bu sebeple anlam olarak oldukça önemlidir.

Ayetel Kürsi kaç ayet ve hangi surede yer alır?

Ayetel Kürsi yalnızca bir ayettir. Bakara Suresi’nin 255. ayeti olarak inmiştir.

Ayetel Kürsi kaçıncı cüz ve Kur’an’da nerede?

Bakara suresi içerisinde 255. ayeti kerimedir. Kur’an-ı Kerim’de 41. sayfa içerisinde yer almakla birlikte üçüncü cüzde bulunur.

Ayetel Kürsi ne zaman ve nerede indirilmiştir?

Medine zamanında indiği rivayet edilmektedir.

Ayetel Kürsi ne zaman ve nasıl okunur?

Ayetel Kürsi bollukta, darlıkta, sıkıntıda, zeminde ve her zamanda okunabilir. Ayet olduğu için namaz içerisinde de okunabilir. Özellikle uyurken okunması tavsiye edilir. Bu şekilde şeytan ve cinlerin şerrinden Allah’a sığınırsınız.Peygamber Efendimiz bir hadis-i Şerifinde “ Kim farz olan her namazın ardından Ayetel Kürsi okursa ondan sonraki namaza kadar mahfuz kalır” buyurmuştur. Bu hadise göre farz namazların ardından da Ayetel Kürsi okumak çok faziletlidir.

Ayetel Kürsi Zammı sure mi ve namazda okunur mu?

Zammı sure değildir. Tek başına bir ayettir. Namazda Fatiha’dan sonra okunabilmektedir. Namaz bitiminde de tesbihattan önce okunmaktadır.

Ayetel Kürsi abdestsiz ve gusül abdestsiz okunur mu?

Ayetel Kürsi Kur’an ayeti olduğu için abdestsiz ya da gusülsüz okunmaz. Kur’an-ı Kerime abdestsiz dokunulmaz. Dokunmadan sureler okunabilir. Ancak gusül abdesti olmadan Kur’an okunması doğru olmaz. Gusül abdesti olmadan bir saniye bile durmak doğru olmaz. Abdestsiz olduğunuzda Kur’an-ı Kerime dokunmadan ezberden Kuran ve dua okunabilir.

Ayetel Kürsi peygamberlerden bahseder mi?

Ayetel Kürsi Peygamberlerden bahsetmez. Yüce Allah’ın esmalarından bahseder.

Ayetel Kürsi’yi Cuma Günü Ya Da Çok OkumakHer an okunabilen Ayetül Kürsi’yi özellikle Cuma günü okumak çok faziletlidir. Cuma günü okuyan Allah’ın izniyle:Her türlü evham ve korkudan uzak olur.Musibetlerden ve tehlikelerden korunur.Cuma günü okuyanın dileklerinin kabulüne vesile olacağı umulmaktadır.Ayetel Kürsi Öncesi Okunacak Dua Var mıdır? Dua Okunmalı mıdır?

Ayetel Kürsi Duası Namazlardan sonra, gece gündüz her saatte, Ayetel Kürsi okunmadan önce okunacak bu dua Sur’a üfleniceye kadar zaman diliminde 70 milyar hasene yazdırır. Dua şu şekildedir: “Allahümme inni ükaddimü ileyke beyne yedey külli nefesin velem hatin ve tarfetin yatrifü biha ehlüssemavati ve ehlül arzi ve külli şey’in hüve fi ı’lmike kainün ev kadkane. Ükaddimü ileyke beyne yedey zalike küllih”

Ayetel Kürsi Allah’ın Sıfatları ve İsimleri ile Anlamları

Ayetel Kürsi içerisinde geçen Allah’ın sıfatları arasında Muhalefetül lil Havadis, İlim ve basar sıfatları yer alıyor. Detaylı bilgi için ayetel kürsi’de geçen Allahın sıfatları ve isimleri yazısı incelenebilir.

Ayetel Kürsi Cinlerden korur mu?

Ayetel Kürsi Felak ve Nas sureleri ile birlikte bela, musibet, cin ve şeytanın şerrinden korunmak için okunabilir.

Ayetel Kürsi en uzun ayet midir?

Bakara Suresi içerisinde yer almasına rağmen en uzun ayet değildir.

Ayetel Kürsi’nin Günde 3,7, 40 ya da gibi farklı sayılarda okunması önemli midir?

Sayı olarak şu kadar bir sayı okunması gerekir gibi halk içerisinde rivayetler olmasına rağmen kişinin günlük limitine göre kendine bir sayı belirleyip buna göre okuyabilir. Direk olarak bir sayı bulunmamaktadır.

Ayetel Kürsi ile ilgili hadisler nelerdir?

Hz. Peygamber, Übey b. Kâ‘b’a “Allah’ın kitabından hangi âyet en büyüğüdür” diye sorup “Âyetü’l-kürsî’dir” cevabını alınca onu tebrik etmiştir (Müslim, “Müsâfirîn”, 258).

Yine Übey’in hurmasına şeytana tâbi bir cin musallat olmuş; vermeyi, dağıtmayı seven Übey’i bundan vazgeçirmek üzere hurmayı aşırmaya başlamıştı. Übey mahlûku takip ederek yakaladı. Garip bir şekli vardı. Onunla konuşunca kimliğini ve maksadını anladı. Kendilerinden nasıl kurtulabileceğini sorunca “Bakara sûresindeki kürsü âyeti ile” dedi ve ekledi: “Onu akşamda okuyan sabaha kadar, sabahta okuyan akşama kadar bizden korunmuş olur.” Sabah olunca Übey durumu Hz. Peygamber’e aktardı. Resûlullah, “Habis doğru söylemiş” buyurdu.

Buhârî’de de Ebû Hüreyre’den naklen yukarıdakine yakın bir rivayet vardır. Hz. Peygamber’e hadiseyi anlatınca şeytan olduğunu öğrendiği hırsız Ebû Hüreyre’ye şöyle demiştir: “Yatağına yatınca Âyetü’l-kürsî’yi oku, devamlı olarak Allah’tan bir koruyucun olacak ve sabaha kadar sana şeytan yaklaşamayacaktır.”

Allah varlığı ezelî, ebedî, zaruri ve kendinden olan, her şeyi yaratan, her şeyin mâliki ve mukadderatının hâkimi, her şeyi bilen ve her şeye kadir olan… yüce mevlânın öz ismidir. Bu öz isim zikredildikten sonra hem O’nun vahdâniyeti (birliği, tekliği) hem de İslâm’ın getirdiği imanın tevhid (Allah’ı birleme, bir bilme) özelliği açıklanmak üzere “O’ndan başka tanrı yoktur” buyurulmuştur.

Ayetel Kürsi şifa için okunur mu?

Kur’an-ı Kerim ayetlerinden bir ayet olduğu için dua ve şifa istemek maksatlı olarak okunabilir.

Ayetel Kürsi’yi üstünde taşımak sorun oluşturur mu?

Ezberlemek ve öğrenmek maksadıyla yanınızda taşıyabilirsiniz.

Ayetel Kürsi İle Birlikte Okunacak Dualar ve SurelerFatiha Suresi Okunuşu

Elhamdulillâhi rabbil’alemin, Errahmânir’rahim, Mâliki yevmiddin, İyyâke na’budu Ve iyyâke neste’în, İhdinessirâtal mustakîm, Sirâtallezine en’amte aleyhim Ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn.

Fatiha Suresi sayfasında detaylı bilgi yer almaktadır.

Felak Suresi Okunuşu

Kul e’ûzü birabbil felak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğasikın izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil’ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased.

Nas Suresi Okunuşu

Kul e’ûzü birabbinnâs. Melikinnâs. İlâhinnâs. Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi. Minelcinneti vennâs

Nazar Duası Okunuşu

Euzü bi kelimatillahitammati min şerri külli şeytanin ve hammatin ve min şerri kulli aynin lamme.

Nazar duası sayfasından detaylı bilgi edinilebilir.

Şifa Duası Okunuşu

Ezhibil-be’se rabben’nasi eşfi ve enteş’şafi la şifae illa şifauke şifaen la yugadiru sekame.

Diğer dualar ve ayetler için şifa duası sayfasına göz atabilirsiniz.

Dilek Duası Okunuşu

Estağfirullah min külli ma kerihallah, Estağfirullahel’azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh.

Uyku Duası Okunuşu

Allahümme ğarati’nnucumu vehedeeti’luyunu ve entelhayyu’l gayyumullezi la te’huzuhu sinetün vela nevmun ya hayyun ya gayyumu ihdileyli veenim ayneyya.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir