KIBRIS SORUNU: Bu sorunun kalıcı bir çözümü için KKTC’nin ve Kıbrıs Türklerinin hakları korunmalı ve 2 toplum arasındaki eşitlik esas alınmalıdır. Adada 1-2 ayrı devlet ya da federasyon, konfederasyon modellerinden çok, tam bir siyasi eşitliğin idrak edilmesi gerekir. Rum tarafının AB üyesi olması dahil, uluslararası alandaki kazançlarını, KKTC ve Kıbrıs Türklerinin kafaları üzerinde kılıç gibi sallayarak, adanın tek temsilcisi imiş gibi davranması, çözümü zorlaştıran en önemli unsurdur. KKTC kendini kanıtlamış bağımsız bir devlettir. Dolayısıyla, Kıbrıs sorununun çözümü için kurulan ve kurulacak tüm uluslararası forumlarda, KKTC’nin hukuki varlığının tanınması gereklidir.
TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİ: İki ülke arasındaki sorunların tek çözüm şekli, diyalog ve müzakerelerle barışcı çözümler aranmasıdır. Yunanistan AB üyesi diye, ikili sorunların, Türkiye-AB sorunları sayılmaları yanlıştır. Görüş ayrılıkları vardır ve olacaktır. Tüm sorunların müzakere yolu ile çözülmesi mümkün olmayabilir. O zaman da taraflar çözümsüz sorunları Lahey Adalet Divanı’na götürmek için ortak bir karar almalıdır.
DOĞU AKDENİZ: İktidara geldiğimizde, Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin yer alacağı, ayrıca tüm Akdeniz ve Ortadoğu ülkelerine de kapıları açık olacak “Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı”nı kuracağız. Neden savaşıyoruz? Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlar azaldığında, Ortadoğu ve Avrupa da pek çok sorundan kurtulmuş olacak.